- Sicil-i Osmani zeyli:son devir Osmanlı meşhurları ansiklopedisi, Mehmet Zeki Pakalın, Türk Tarih Kurumu, Ankara, ISBN 9789751620538, 2008.
- Osmanlı Müellifleri, Bursalı Mehmet Tahir, Meral Yayınevi, 1972.
- Türk meşhurları ansiklopedisi: edebiyatta, sanatta, ilimde, harpte, politikada ve her sahada şöhret kazanmış olan Türklerin hayatları eserleri, İbrahim Alâettin Gövsa, İstanbul, 1946.
- Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad mecmuaları fihristi, Abdullah Ceylan, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı, ISBN 9751903556, 1991.
- Huzur Dersleri, Ebül'ula Mardin (2 ya da 3 cilt) ve İsmet Sungurbey, Ismail Akgün Matbaası, 1951 ve 1966.
- Huzur Dersleriyle ilgili konuşmalar, Kütüphane Kayıt Numarası, Semiha Omay, 1965.
- Son devir Osmanlı uleması:ilmiye ricalinin teracim-i ahvali, Sadık Albayrak (5 ciltlik kitap), 1996.
- Osmanlı ulema biyografilerinin arşiv kaynakları, Hümeyra Zerdeci, Ankara: Türk Diyanet Vakfı, ISBN 9753895348, 2008.
- Şeyhülislamlık (Bab-ı Meşihat) Arşivi defter kataloğu, Bilgin Aydın, İlhami Yurdakul and İsmail Kurt, İstanbul: TDV, İslam Araştırmaları Merkezi, ISBN 9753894635, 2006.
8 Aralık 2009 Salı
Son dönem Osmanlı uleması hakkında yayınlanmış kitaplar
3 Aralık 2009 Perşembe
İbrahim Edhem Efendi

İBRAHİM EDHEM EFENDİ (Dramalı)
Çiftçi sınıfından Veli Efendi'nin oğlu olup 1267 h. senesinde Drama'da doğmuştur. 1283 h. senesinde İstanbul'a gelerek Otlukçu Yokuşunda Abdülhalim Efendi Medresesine kaydolmuştur. Hafız Paşa Camiinde Astaneli (İstanbullu) Hafız Şakir Efendi'den 1300 h. senesinde icâzet almıştır. 1305 h. senesinde Fetvahane'de imtihan olarak ayrıca şehadetname almıştır.
Fatih Camii dersiâmlarından iken 1301 Teşrinievvel'de dersiâm maaşı almağa başlamış ve Mayıs 1308'de Fetvahane Pusula Odası Müsevvitliği'ne tayin edilmiştir.
5 Safer 1305'de İbtidaî Hariç İstanbul Müderrisliğine nail olmuştur.
15 Ramazan 1312'de vefat etmiştir. (Dosya:36)

İbrahim Edhem Efendi'nin hocası İstanbullu Hafız Şakir Efendi o zamanın en ünlü ulemasından biriydi. Çok sayıda ulemaya icazet vermiş muciz bir din adamı olduğu gibi, huzur derslerine hem muhatap, hem de muharrir olarak 20 sene boyunca katılmıştır.
İbrahim Ethem Efendi'nin yaşamının son 4 yılında çalışma yerinin Fetvahane olduğunu anlıyoruz. Fetvahane şeyhülislamlık makamına bağlı fetva dairesiydi. Bu daire bir çeşit anayasa mahkemesi olarak düşünülebilir. Müftüler ve şer'iyye mahkemeleri çeşitli dinî ve hukukî konularda düştükleri çelişkileri çözmek üzere şeyhülislamlık makamınında yer alan bu daireye başvururlardı. Fetvahane "Pusula Odası", "Fetva Odası" ve "İlamat Odası" olmak üzere 3 bölümden oluşurdu. Pusula Odası başvuru sahiplerinin sorularını saptayan ve bir pusula ile bu soruları Fetva Odası'na ileten bölümdü. İbrahim Edhem Efendi'nin işte bu Pusula Odasında müsevvit olarak yani müdür yardımcısı olarak çalıştığını anlıyoruz.
İbrahim Edhem Efendi'nin 1305 yılında ulaştığı İbtidaî Hariç İstanbul Müderrisliği ünvanı ise medreselerin ilk ve ortaokul düzeylerine hocalık yapma ruhsatını elde ettiği anlamına gelmektedir. Osmanlı döneminde müderrisler dereceleri yükseldikçe aşağıda kademelere ulaşabilirlerdı:
- İbtidaî Hariç (ilkokul ve ortaokul)
- Hareketi Hariç
- İbtadaî Dahil (ortaokul ve lise)
- Hareketi Dahil
- Muselâ-i Sahn (lise)
- Sahn-ı seman (üniversite)
- İbtidaî Altmışlı
- Hareketi Altmışlı
- Musilâ-i Süleymaniye
- Hamise-i Süleymaniye
- Süleymaniye medreseleri
Mehmet Ali Bey


Sicilin giriş kısmında
محمد علي افندي حظور همايون ملكانه درسي شريف مخاطبلرندن و فاتح درسي عاملرندن درامهلي علي رضا افندينك مخدوميدر
Mehmed Ali Efendi, Huzur-ı Hümayun Mülükane ders-i şerif muhatablarından ve Fatih dersiamlarından Dramalı Ali Rıza Efendi’nin mahdumudur.
ibaresi yer almaktadır. Yani Mehmet Ali Bey'in huzur dersi muhataplarından ve Fatih Medresesi dersiamlarından Dramalı Ali Rıza Efendi'nin oğlu olduğu belirtilmektedir. Bu tanıtım Ali Rıza Efendi'nin, Ebül'ula Mardin'in Huzur Dersleri kitabından öğrendiğimiz mezartaşındaki ibareyle neredeyse kelime kelimesine özdeştir.
Sicilde ayrıca Mehmet Ali Bey'in bin üç yüz iki sene-i hicriyesinde yani milâdi takvimle 1884 yılında doğduğu, Davutpaşa ilköğretim okulundan 1 Eylül 1900 tarihinde, Vefa Lisesinden ise 22 Ekim 1904 tarihinde mezun olduğu, 27 Nisan 1907 tarihinde (Ali Rıza Efendi'nin öldüğü gün) Darülfunun Edebiyat bölümünden mezun olduğu belirtilmektedir. Üniversite öğrenimi sırasında Ziraat Bankasında staj yaptığı, 30 Mart 1910 tarihinde 800 kuruş maaşla Maliye Nezareti Özel kalem müdürlüğü İstatistik kalemi 2. Sınıf katipliğine atandığı yazılıdır. Yani yukarıdaki fotoğrafın çekildiği yıllarda Mehmet Ali Bey artık para kazanmaya başlamış, annesi Fatma Zehra hanım ve iki küçük kardeşi Remzi ve Mahmut Bey'den oluşan ailesinin başkanlık rolünü üstlenmişti.

2 Aralık 2009 Çarşamba
Taşkasap


Ali Rıza Efendi bu semti oturmak için, dersiam olarak görev yaptığı Fatih Camii'ne yakınlığı nedeniyle seçmiş olmalıdır. Ali Rıza Efendi'nin bu eve 1880'li yıllarda eşi Fatmatüz Zehra ile evlendikten sonra yerleştiğini sanıyoruz. Ali Rıza Efendi'nin üç oğlu olan Mehmet Ali, Remzi ve Mahmut beyler 1884, 1899 ve 1902 yıllarında bu evde doğmuş olmalıdırlar. En küçük oğlu olan Mahmut Bey, 1963 yılına kadar bu evin bulunduğu arsada sonradan yaptırılmış bir evde oturmaya devam etmiştir. O yüzden de bu eski evin arsasının yerini kesin olarak bilmekteyiz. Evin bulunduğu arsa Fındıkzade semtinde, günümüzde Dedepaşa Sokak adıyla anılan sokakta bulunmaktadır. Yandaki eski haritaya göre sokağın eski adı Mehter Sokak idi. Aşağıdaki fotoğrafta Ali Rıza Efendi'nin evinin bulunduğu yerde 1963 yılında inşa edilmiş Nakşiler Apartmanını görmeniz mümkündür.

I. Dünya Savaşı'nın son yıllarında Ali Rıza Efendi'nin ailesi büyük bir faciayla sarsıldı. 13 Haziran 1918 günü çıkan Fatih Yangını Osmanlı döneminin en son büyük yangınıydı. 7500 yapının kül olduğu bu yangında Ali Rıza Efendi'nin evi tamamen yanarak yok oldu. Ali Rıza Efendi'nin el yazmaları ve nadir eserlerle dolu zengin kütüphanesinin büyük bir bölümü, muhtemelen kendi yazmış telif eserler de dahil olmak üzere bu yangında elden gitti. Evsiz kalan aile geriye kalan eserleri Haseki Camii'ne ve Valide Camii'nin kütüphanelerine bağışladı.
Ali Rıza Efendi'nin dul eşi Fatma Zehra hanım yanan evin yerine tek katlı 3 odalı bir ev yaptırarak vefat edene kadar genç yaştaki oğullarıyla birlikte burada oturdu. Fatma Zehra Hanım 1920'li yıllarda bu evde vefat etti. Ali Rıza Efendi'nin oğulları çeşitli yıllarda bu evde oturmaya devam ettiler. Cumhuriyetin ilanından sonra Mehmet Ali Bey Ankara'da görev aldı. Remzi Bey ve Mahmut Bey de evlenerek ülkenin çeşitli yerlerinde Türkiye Cumhuriyetinin çeşitli devlet kademelerinde görev yaptılar. Taşkasap'taki ev bazı yıllarda boş kaldı. Bazı yıllarda kiraya verildi. Sonunda 1963 yılında İstanbul'da yaşayan Remzi ve Mahmut Bey kardeşler evi satmaya karar verdiler. Ev satıldıktan sonra yıkılarak, yerine Nakşiler Apartmanı inşa edildi. Mahmut Bey yaşamının geri kalan kısmına Dedepaşa sokağa 100 metre ilerde satın aldığı bir apartman dairesinde geçirdi. Ali Rıza Efendi'nin iki torunu hala Fındıkzade semtinde ailenin Taşkasap'taki eski evine çok yakın olan bu dairede yaşamaktadırlar.
Etiketler:
Fatih Yangını,
Mahmut Bey,
Mehmet Ali Bey,
Remzi Bey,
Taşkasap
21 Kasım 2009 Cumartesi
Kavaklı-Drama



20 Kasım 2009 Cuma
Edirnekapı Mezarlığı

Yandaki harita ise aynı bölgenin 1922 tarihinde yapılmış haritayla aynı oranda ölçeklendirilmiş şimdiki halini göstermektedir. Mehmet Nermi Haskan tarafından yazılmış ve İstanbul Eyüp Belediyesi tarafından yayınlanmış EyüpSultan Tarihi adlı eserin Türbeler bölümünde İbn-i Kemal'in türbesi aşağıdaki şekilde tarif edilmektedir:

Yukarıdaki bu ifadeden Ali Rıza Efendi'nin mezarının Münzevi Caddesi üzerinde olduğu fakat İbn-i Kemal Türbesine kıyasla surlara daha yakın olduğu sonucunu çıkarabiliriz. O zaman Ali Rıza Efendi'nin mezarının çevre yolu inşaatından etkilenmemiş olması ihtimali vardır.

Burada bizi ilgilendiren Münzevi Caddesinin durumudur. Eski ve Yeni haritalara bakılacak olursa Çevre yolu Münzevi Caddesinin ortasından geçerek caddeyi ikiye bölmüştür. Caddenin çevre yolunun dış kısmında kalan bölümü hala mevcuttur ve Münzevi Kışla Caddesi olarak anılmaktadır. Caddenin çevre yolunun iç kısmında kalan bölümü ise ortadan kaldırılmıştır ve şu anda Edirnekapı Şehitliğinin içinde bulunmaktadır. Mehmet Nermi Haskan'ın kitabında Eyüp'e giden yoldan kastedilen yol Çelebi Caddesi'dir. Çelebi Caddesi hala eskiden bulunduğu yerle aynı yerde durmaktadır. Bu durumda Dramalı Ali Rıza Efendi'nin mezarı eğer hala ayaktaysa Edirnekapı Şehitliği içinde Çelebi Caddesi ile Çevreyolu arasında Çelebi Caddesine yakın bir mevkide bulunmalıdır. Ancak 100 yılı geçen bir süre içinde mezarın ne durumda olduğu, hava şartları, hırsızlık ve bakımsızlıktan ne şekilde etkilendiğini bilmek mümkün değildir.
Hizmet Cetveli

Bu vefat tarihi Ebül'ula Mardin'in Huzur Dersleri kitabında Dramalı Ali Rıza Efendi için verilen 14 Nisan 1323 (Miladi 27 Nisan 1907) tarihiyle çelişmektedir. Aradaki 16 aylık bu farkın nedenlerini araştırmak için tekrar Huzur Dersleri kitabına başvurduk. Dramalı Ali Rıza Efendi'nin Huzur derslerine katıldığı yılların civarında huzur derslerine katılmış bütün Ali Rıza Efendilerin listesi şöyledir (Aşağıdaki yıllar Ramazan ayına ait olduğu için Rumi değil Hicri takvimle verilmiştir):
Hicri Yıllar | 1323 | 1324 | 1325 | 1326 |
Kastamonulu Ali Rıza Efendi | ![]() | |||
Dramalı Ali Rıza Efendi | ![]() | ![]() | ||
Ahıskalı Ali Rıza Efendi | ![]() | ![]() | ![]() | |
Trabzonlu Ali Rıza Efendi | ![]() | ![]() | ![]() | ![]() |
Giresunlu Ali Rıza Efendi | ![]() | ![]() | ![]() | ![]() |
Karaağaçlı Ali Rıza Efendi | ![]() | ![]() | ||
Köprülü Ali Rıza Efendi | ![]() |
Bu tablodan görüleceği gibi Trabzonlu, Giresunlu, Karağaçlı ve Köprülü Ali Rıza Efendiler yukarıdaki belgenin sahibinin ölüm tarihi olan Rumi 15 Ağustos 1324 ya da Hicri 1 Şaban 1326 tarihinden 1 ay sonraya gelen 1326 yılı Ramazan ayında huzur derslerine katılmış oldukları için bu belgenin sahibi olamazlar. Kastamonulu Ali Rıza Efendi ise bu tarihten 3 yıl öncesinde vefat etmiştir. Hicri Ramazan 1325- Ramazan 1326 ayları arasında vefat etmiş bir tek Ali Rıza Efendi vardır: O da Ahıskalı Ali Rıza Efendi'dir. Nitekim Huzur Dersleri kitabında Ahıskalı Ali Rıza Efendi'nin hal tercümesine (özgeçmiş) bakıyoruz ve aşağıdaki satırlarla karşılaşıyoruz:
Ahıskalı Ali Rıza Efendi
Ali Rıza Efendi Ahıskada çiftçilik ile iştigal eden Süryazade Muhammed Ağanın oğludur. Ahıskada doğmuştur. Tahsilini İstanbulda yaparak icazet almıştır. Fatih muciz dersiâmlarmdandır. 1293-1325 seneleri arasında Huzur Dersleri muhataplığında bulunmuştur. Padişahın huzurunda serbestçe idare-i kelâm mümkün olamıyacağı düşüncesiyle teklif olunan mukarrirligi kabul etmediği aile içinde söylenir. Huzur Dersleri mukarrirlerinden Priştineli Hacı îlyas Efendi bacanağıdır.
Ali Rıza Efendi, 1 Şaban 1326, 15 Ağustos 1324 tarihinde vefat etmiştir. Edirnekapı mezarlığında medfundur. (Hal tercümesi, torununun kızı sayın Neriman Arat tarafından verilmiştir. )
O zaman bu hizmet belgesi Ahıskalı Ali Rıza Efendi'ye ait olmalıdır. Dramalı Ali Rıza Efendi hakkında tarihsel belge bulma çabamız bu kez boşa çıkmış oluyor. Ancak Huzur Dersleri kitabındaki bilgiler doğrulanmış oluyor ve bu belge Dramalı Ali Rıza Efendi hakkında Huzur Dersleri kitabından bulduğumuz bilgilere güvenebileceğimizi gösteriyor.
17 Kasım 2009 Salı
Huzur Dersleri


Huzur Dersleri her yıl Ramazan ayında padişahın huzurunda yapılan, Osmanlı devletinin en seçkin ulemasının katılımıyla gerçekleşen dinî sohbetlerdi. Bu geleneğin geçmişi Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarına kadar uzanmaktadır. Ancak padişah III. Mustafa (1757-1774) döneminde huzur dersleri kesin bir geleneğe bağlanmıştır. Huzur dersleri Ramazan boyunca 8-10 defa olmak üzere 5-6 değişik içtima heyeti tarafından icra edilirdi. Her içtima heyeti 1 muharrir ve 5-10 muhataptan oluşurdu. İçtima heyetinin üyeleri şeyhülislam tarafından önceden tavsiye edilir ve padişah tarafından onaylanırdı. Genellikle üyeler Fatih, Süleymaniye ve Beyazıt gibi İstanbul'un en gözde cami ve medreselerinde görev yapan müderris ve dersiamların arasından seçilirdi. Huzur derslerine katılan ulema bir hata yapmadıkları sürece senelerce derslere katılmaya devam ederler, derslerin sonunda padişah tarafından para, altın ve erzakla ödüllendirilirlerdi.

Fatih Medreseleri


Her medresede kendi içinde bir meydan etrafında düzenlenmiş 19 oda ve bu odalara göre daha büyük ve daha yüksek bir dersane bulunmaktadır. Odaların 2'si hocalara, 2'si diğer hizmetlilere, geriye kalan 15'i ise öğrencilere ayrılmıştı. Medrese öğrencileri bu odalarda yatar ve dersaneden eğitim görürlerdi. Her odanın bir penceresi, bir ocağı, kandil koyma yeri ve bir rafı vardı. Medrese dersanelerinin arkasında yer alan geniş avlularda 4 tane tuvalet ve banyo bulunmaktadır. Semaniye Medreselerinde Mantık, Fıkıh, Kelam, Tefsir gibi ilimlerin yanı sıra Matematik, Geometri, Astronomi ve Tıp da okutulmaktaydı.
Bu yazıda dedemiz Ali Rıza Efendi'nin ders verdiği, belki de dersiam olmadan önce kendisinin eğitim gördüğü mekanı tanıtmaya çalıştık. Bu binaların büyük bir bölümü günümüze kadar ulaşmış olduğu için dedemizin yaşadığı bu ortamı görme ve hissetme şansımız halen mevcuttur.
Kaynaklar
12 Kasım 2009 Perşembe
Ebül'ula Mardin

Mardin'in Huzur Dersleri kitabı yayınından bu yana 50 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen Osmanlı dönemindeki huzur dersleri geleneği hakkında mevcut olan en önemli kaynak olma özelliğini korumaktadır. Kitapta başta huzur derslerinin anlamı olmak üzere gelenekleri, yapıldığı yerler ve başlangıçtan sonuna kadar huzur derslerine katılan din adamlarının isimleri ve özgeçmişleri olmak üzere ayrıntılı bilgiler mevcuttur.
Bu kitabın ilk cildinin Yedinci Kısım'ında 115-163 sayfaları arasında huzur derslerinin başlangıcından sonuna kadar muhataplıkta bulunanların isimleri verilmektedir. Bu isimler arasında 153. sayfada Dramalı Ali Rıza Efendi'nin hicri takvimle 1314-1324 (Miladi takvimle 1897-1906) yılları arasında muhatap olarak huzur derslerine katıldığı ve ayrılmasının vefat nedeniyle olduğu yazılmaktadır. Kitabın 164. sayfasında başlayan Sekizinci Kısım'da ise huzur derslerine her sene katılmış içtima heyetleri üyelerinin adları tek tek yer almaktadır. Bu sayfalarda Dramalı Ali Rıza Efendi'nin katıldığı huzur derslerinin tarihleri, hangi içtima heyetlerinde görev yaptığı ve üyesi olduğu içtima heyetinin eksiksiz üye listesi 11 değişik sayfada görülebilmektedir. Aşağıdaki tabloda bu bilgilerin özetini göremek mümkündür:
Hicri Yıl | Miladi Tarih | Sayfa No: | İçtima Heyet No. | Muharrir Adı: |
1314 | 3 Şubat 1897 | 506 | VIII | Gümülcineli Hacı Hasan Hilmi Efendi |
1315 | 24 Ocak 1898 | 509 | VII | Gümülcineli Hacı Hasan Hilmi Efendi |
1316 | 13 Ocak 1899 | 513 | VII | Gümülcineli Hacı Hasan Hilmi Efendi |
1317 | 3 Ocak 1900 | 516 | VII | Gümülcineli Hacı Hasan Hilmi Efendi |
1318 | 23 Aralık 1900 | 519 | IV | Şeyh Hulûsi Efendizade Abdülkadir Raşit Efendi |
1319 | 12 Aralık 1901 | 522 | IV | İstanbullu Muhammed Haşim Efendi |
1320 | 2 Aralık 1902 | 526 | IV | İstanbullu Muhammed Haşim Efendi |
1321 | 21 Kasım 1903 | 529 | IV | İstanbullu Muhammed Haşim Efendi |
1322 | 9 Kasım 1904 | 533 | III | Tosyalı İsmail Zühtü Efendi |
1323 | 30 Ekim 1905 | 536 | III | Tosyalı İsmail Zühtü Efendi |
1324 | 19 Ekim 1906 | 540 | III | Tosyalı İsmail Zühtü Efendi |

Huzûr Derslerine H. 1314-1324 de muhâtap olarak katılmıştır. Edirnekapısı dışında İbrâhimi Halebî civârında İbni Kemâl'e giden yolun solundaki mezâr taşı kitâbesi:
Âh minelmevt
Huzûrı hümayunı mülûkâne dersi şerifi muhâtablarından ve Fâtih dersiâmlarından Drama kazâsına tâbi Kavaklı kariyeli Ali Rızâ Efendinin rûhiyçin Fâtiha.
Sene 1325, fi 14 Rebiülevvel, sene 1323, fi 14 Nisan
Mezartaşındaki bu ifadeden Ali Rıza Efendi'nin ölüm tarihinin miladi takvimle 27 Nisan 1907 tarihinde olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu özgeçmişten Ali Rıza Efendi'nin mezarının yeri ve doğduğu köyün adını da öğrenmiş oluyoruz. Ne yazık ki Ali Rıza Efendi'nin Huzur Dersleri kitabındaki özgeçmişinde baba adı, nehangi yıllarda medresede eğitim gördüğü ve ne zaman icazet aldığı gibi önemli bilgiler mevcut değildir.
Huzur Dersleri kitabının İstanbul Müftülüğünde yer alan Bab-ı Meşihat (Şeyhülislamlık) arşivlerine dayanılarak yazıldığı gözönüne alınırsa bu bilgilerin eksikliği düşündürücüdür. Ya bu bilgiler yangın, küf gibi nedenlerle geri getirilemeyecek şekilde kaybolmuş olmalıdır, ya da Huzur Dersleri kitabının yayınlandığı sıralarda ulema dosyalarının tasnifi tamamlanmamış olduğu için Ali Rıza Efendi'nin özgeçmişi o sırada bulunamıştır. Bu sorunun cevabını maalesef henüz kesin olarak verebilmiş değiliz. Ancak araştırmalarımız devam etmektedir ve sonuçlar alındıkça bilgilerimiz bu blogta güncellenecektir.
Amacımız
Bu blogu büyük dedemiz Dramalı Ali Rıza Efendi'nin hayatı hakkında topladığımız bilgileri biraraya getirecek bir dağarcık oluşturma amacıyla başlattık. Aynı zamanda bu dağarcığı oluşturma çabaları sırasında edindiğimiz tecrübeleri paylaşarak, aile üyelerinin geçmişleri hakkında araştırma yapan diğer kişilerle bir bilgi alışverişi ortamı oluşturmayı umuyoruz.
Bu blogtaki bilgiler ailemizin bir çok üyelerinin katkısı sonucu toplandı. Özellikle dedemin yeğeni ve kardeşim dahil ailemizin birçok üyeleri kütüphanelerde, arşivlerde, mezarlıklarda araştırma yaparak, diğer aile üyelerinin hafızalarını zorlayarak bu dağarcığın oluşmasına büyük katkılarda bulundular. Bu değerli kişilere teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
Dramalı Ali Rıza Efendi kimdi? Yakın zamana gelinceye kadar hakkındaki bilgilerimiz, çocukluğumuz sırasında dedemin kendi babası hakkında anlattıklarına ve diğer aile üyelerinden duyduğum kulaktan çalma bilgilere dayanıyordu. Dedem babasını 5 yaşındayken kaybetmişti ve babası hakkında ilk elden bir hafızası mevcut değildi. Ancak babasını çok sever ve ondan sık sık övgüyle bahsederdi. Çocukluğumuzdan beri dedemin babası Ali Rıza Efendi'nin Fatih dersiamlarından olduğu ve Osmanlı padişahının huzur hocası olduğu tekrarlanmıştı. Ayrıca kendisinin medresede mantık ve sosyoloji (içtimaiyyat) öğrettiği söylenirdi. Mezarının İstanbul'daki Edirnekapı Mezarlığında bulunduğunu biliyorduk ama kesin yerini bilmiyorduk. Sonuç olarak Ali Rıza Efendi hakkında bildiklerimiz tek tük bilgilerle sınırlı kalıyordu ve bu bilgilerin doğru olup olmadığı, abartılıp abartılmadığını kesin olarak bilmiyorduk.
Onu ilk elden tanıyan ve şahsen hatırlayan en son kişi büyük oğlu Mehmet Ali Bey idi ve Mehmet Ali Bey 1965 yılında vefat etti. Ali Rıza Efendi'nin iki oğlu daha vardı. Ancak bu iki oğlu babaları vefat ettiklerinde çok küçük yaşta oldukları için Ali Rıza Efendi hakkında bildiklerimiz Mehmet Ali Bey'in kardeşlerine ve çocuklarına sonradan anlattığı bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Zaman geçtikçe Mehmet Ali Bey'i tanıyan kişiler bile birer birer vefat etmekte, Ali Rıza Efendi hakkında nesilden nesile aktarılan bilgiler zayıflayarak yokolmaktadır.
Bu blogta ayrıntılı olarak anlatacağımız araştırmalarımız sonucunda Dramalı Ali Rıza Efendi'nin 1907 yılında vefat ettiğini, Fatih dersiamlarından olduğunu ve huzur derslerine katıldığını kesin olarak doğrulamayı başardık. Amacımız bu ve buna benzer bilgileri belgelere dayandırarak doğrulamak, yok olmaktan kurtarmak ve Dramalı Ali Rıza Efendi'nin yaşamı hakkındaki bilgilerimizi arşiv kaynaklarından toplayacağımız bilgilerle zenginleştirerek gelecek kuşaklara aktarmaktır.
Bu blogtaki bilgiler ailemizin bir çok üyelerinin katkısı sonucu toplandı. Özellikle dedemin yeğeni ve kardeşim dahil ailemizin birçok üyeleri kütüphanelerde, arşivlerde, mezarlıklarda araştırma yaparak, diğer aile üyelerinin hafızalarını zorlayarak bu dağarcığın oluşmasına büyük katkılarda bulundular. Bu değerli kişilere teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
Dramalı Ali Rıza Efendi kimdi? Yakın zamana gelinceye kadar hakkındaki bilgilerimiz, çocukluğumuz sırasında dedemin kendi babası hakkında anlattıklarına ve diğer aile üyelerinden duyduğum kulaktan çalma bilgilere dayanıyordu. Dedem babasını 5 yaşındayken kaybetmişti ve babası hakkında ilk elden bir hafızası mevcut değildi. Ancak babasını çok sever ve ondan sık sık övgüyle bahsederdi. Çocukluğumuzdan beri dedemin babası Ali Rıza Efendi'nin Fatih dersiamlarından olduğu ve Osmanlı padişahının huzur hocası olduğu tekrarlanmıştı. Ayrıca kendisinin medresede mantık ve sosyoloji (içtimaiyyat) öğrettiği söylenirdi. Mezarının İstanbul'daki Edirnekapı Mezarlığında bulunduğunu biliyorduk ama kesin yerini bilmiyorduk. Sonuç olarak Ali Rıza Efendi hakkında bildiklerimiz tek tük bilgilerle sınırlı kalıyordu ve bu bilgilerin doğru olup olmadığı, abartılıp abartılmadığını kesin olarak bilmiyorduk.
Onu ilk elden tanıyan ve şahsen hatırlayan en son kişi büyük oğlu Mehmet Ali Bey idi ve Mehmet Ali Bey 1965 yılında vefat etti. Ali Rıza Efendi'nin iki oğlu daha vardı. Ancak bu iki oğlu babaları vefat ettiklerinde çok küçük yaşta oldukları için Ali Rıza Efendi hakkında bildiklerimiz Mehmet Ali Bey'in kardeşlerine ve çocuklarına sonradan anlattığı bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Zaman geçtikçe Mehmet Ali Bey'i tanıyan kişiler bile birer birer vefat etmekte, Ali Rıza Efendi hakkında nesilden nesile aktarılan bilgiler zayıflayarak yokolmaktadır.
Bu blogta ayrıntılı olarak anlatacağımız araştırmalarımız sonucunda Dramalı Ali Rıza Efendi'nin 1907 yılında vefat ettiğini, Fatih dersiamlarından olduğunu ve huzur derslerine katıldığını kesin olarak doğrulamayı başardık. Amacımız bu ve buna benzer bilgileri belgelere dayandırarak doğrulamak, yok olmaktan kurtarmak ve Dramalı Ali Rıza Efendi'nin yaşamı hakkındaki bilgilerimizi arşiv kaynaklarından toplayacağımız bilgilerle zenginleştirerek gelecek kuşaklara aktarmaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)